24.11.10

13.11.10

Durulum






İyi ki durdum sana baktım
Yorulmuştum sana baktım
Yüzün yoktu ama durdum
Kalabalık içindeydim birden durdum
Herkesin içinde sana baktım.

Kimsenin bildiği yoktu
Kımıldamıyordu piyasalar
Paranın geldiği yoktu
Ellerime ceplerimi soktum, durdum
Su içerken susuz sana baktım.

Resimler makyaj gibi akıyordu
Arabalar filler gibi sıkış tepiş
Sinemalarda iyi filmler dönüyordu
Dönercilerde yağlı et kokuları
Durdum Vivaldi çalıyordu
Sen yerken biraz da sana baktım.

İyi ki durmuşum sana bakmışım
Yorulmuşum sana bakmışım
Yüzün akmış arabanın aynasında
Kalabalık içindeymişim birden
Kurşun gibi kuş düşmüş yere
Kuş gibi kurşun
Herkesin içinde

Mustafa Burak Sezer

12.11.10




Bir şeyin hakikati, bazen onun fikriyatında değil, tam da hissiyatındadır.

Stanley Kubrick

2.11.10

mi

uzun, çok uzun bir satıh ve yar
derin mi derin, derin mi
uzak dağlar çünkü gittim
geldim mi, geldim

ne öğrendim, öğrendim mi
bildim, bilmediğimi
hoyrat mı hala nefeslerim
hayret ki hayrettim, diledim

susuyor, susuyorum
ırmaklar serin mi serin
içtiğim sen misin
susuyor, susuyorum

gök açıyor, acıyor
gök göğe bakıyor mu, bakıyor
açıyorum göğsümü göğe
gök sana açılıyor

kaygan bir zemin, kayık
yüzüyor ve kayıyorum
sana! doğru mu, doğru
sen bana yanık

erdi mi yüzüm, erdi
o gün karşıma çıkan er ne dedi
yar dedi, derin sen
git, ve uç mu, uç

ey gibi bir ses, boğuk
duydum mu, duydu
duy o zaman, zaman bu
aşk mı, aşk ey

utanmam, utanmam?
sevda, sev da
sen ve ben bil
bu bil sevda, sana bana

zehir bir çiçek
zehirli mi, zehirli
koparma
bak ben sana, aç çiçek

yüzüm dönük bu dervişe
döner mi, döneriz
kime güler bu yüz
benim ki, benimki sen

yatıştı mı kalbim, yat
uyu ki gelsin, gel
uyudu mu, uyu
son bir kez

the times that i've been here before