24.6.12

güzelce yaşlan

40."seçtiğin yerde dur ey talib, hiç değilse, seçildiğin yerde. zevâlden korkma, yaşlanmayı bil, güzelce yaşlan, severek... sonbahar da güzeldir. hele eylül. hazan ve hüzün ayı. yaprak gibi ol. seni alıp kavramasına izin ver rüzgârın. insan ayrıldıkça olgunlaşır çünkü. ve olgunlaşınca düşer. yaşamdan. böylece ölümün zevkine varır. zevalin."
Dücane Cündioğlu - ekşisözlük alıntısı

17.1.12

arada dinlemek lazım mı gibi

.

.
zohreh jooya - elaheye naz

7.12.10

3.12.10

noktalarla tükettim ömrümü. belki de bundandır ÜÇ noktadan nefret edişim..

24.11.10

13.11.10

Durulum






İyi ki durdum sana baktım
Yorulmuştum sana baktım
Yüzün yoktu ama durdum
Kalabalık içindeydim birden durdum
Herkesin içinde sana baktım.

Kimsenin bildiği yoktu
Kımıldamıyordu piyasalar
Paranın geldiği yoktu
Ellerime ceplerimi soktum, durdum
Su içerken susuz sana baktım.

Resimler makyaj gibi akıyordu
Arabalar filler gibi sıkış tepiş
Sinemalarda iyi filmler dönüyordu
Dönercilerde yağlı et kokuları
Durdum Vivaldi çalıyordu
Sen yerken biraz da sana baktım.

İyi ki durmuşum sana bakmışım
Yorulmuşum sana bakmışım
Yüzün akmış arabanın aynasında
Kalabalık içindeymişim birden
Kurşun gibi kuş düşmüş yere
Kuş gibi kurşun
Herkesin içinde

Mustafa Burak Sezer

12.11.10




Bir şeyin hakikati, bazen onun fikriyatında değil, tam da hissiyatındadır.

Stanley Kubrick

2.11.10

mi

uzun, çok uzun bir satıh ve yar
derin mi derin, derin mi
uzak dağlar çünkü gittim
geldim mi, geldim

ne öğrendim, öğrendim mi
bildim, bilmediğimi
hoyrat mı hala nefeslerim
hayret ki hayrettim, diledim

susuyor, susuyorum
ırmaklar serin mi serin
içtiğim sen misin
susuyor, susuyorum

gök açıyor, acıyor
gök göğe bakıyor mu, bakıyor
açıyorum göğsümü göğe
gök sana açılıyor

kaygan bir zemin, kayık
yüzüyor ve kayıyorum
sana! doğru mu, doğru
sen bana yanık

erdi mi yüzüm, erdi
o gün karşıma çıkan er ne dedi
yar dedi, derin sen
git, ve uç mu, uç

ey gibi bir ses, boğuk
duydum mu, duydu
duy o zaman, zaman bu
aşk mı, aşk ey

utanmam, utanmam?
sevda, sev da
sen ve ben bil
bu bil sevda, sana bana

zehir bir çiçek
zehirli mi, zehirli
koparma
bak ben sana, aç çiçek

yüzüm dönük bu dervişe
döner mi, döneriz
kime güler bu yüz
benim ki, benimki sen

yatıştı mı kalbim, yat
uyu ki gelsin, gel
uyudu mu, uyu
son bir kez

the times that i've been here before

28.10.10

bu şarkı bana kalsın


bu şarkı bana kalsın
aşık oldum çünkü yanar döner süsüne
kadife güller aldım gibi bir şey
bir durum, sonbahar yapraklarının
salınırken fısıldaması gibi

bu kez bu huzur bana kalsın
sonbahar yollarının yanında
aheste serzenişler
ve pembe bir çığlık geçer gibi
yanağımın dudağımla kesiştiği yer

bu melodi bende gizli
sarı nefesler çekmek gibi
döndürürken başımı göğe
eşya geçiyor ensemden
sonbahar günlerinde

usulca yanaşsın ki
kıyıya değiyor
ve bana geldi bu sefer
gerçekten
ellerim yetmiyor yüzümü düzeltmeye

ne de büyülü
cebimde dursun
senin gibi
bu kez onunla haykıracağım
sonbahar baharında

aynada yansıyor mu
bu notalar ve ben
yakışıklı rüyalar buldum
yükseldik sana
ama burada durduk

gözlerimi kapatacağım
sonbahar sislerinde
seni düşünüp anlatmayacağım
aşık oldum çünkü yanar döner süsüne
bu kez bu gülüş bende kalsın