26.3.10

ya tamam okuduk işte...

Okumak zorunda kaldığım bir kitap diyebiliriz. Onca reklam sonucunda herşeye rağmen beklentilerimi yüksek tutmadım. Sonuç mu? Simyacı ve martı benzetmeleri doğrultusunda konuşacak olursam. İki öykü tesbiti enteresan şekilde yerinde olmuş zira ya bu öykülere öykünülmüş yada onlardan çok etkilenilmiş. (genellemelerim ve yargılarım meşhurdur zaten:))
Neyse söyleyeceğim o ki kitap beni etkilemedi. Belki simyacıda olduğu gibi sonunda vurulurum diyordum ama yine simyacı dolayısiyle tahmin ettiğim sonuca denk geldim Aha! buldum. Kitap simyacı gibi başlıyor, martı gibi gelişiyor, küçük prense değiniyor ve simyacı gibi bitiyor. Evet tam olarak böyle:)
Yine de bana küçüklüğümü hatırlattığı bölümleri olmadı değil. Özellikle büyüdükçe kaybettiğimiz bazı hissiyatlar namına... Küçükken ayda savaşan iki taraftan birinin komutanı olduğuma inanırdım. Ve ordum ile bağlantıyı güneşe bakarak sağlıyordum. (Allah gözlerimi esirgedi:) Hala tırsıyorum birşey olur mu diye. Dakikalarca baktığım olurdu bazen.)
Neyse, güzel ki okadar insan okudu demek lazım belkide.
Albüm seçmiştim kitap için.
Kitaba uygun bir şarkıyla(true love will find you in the end) açılan bu albüm Headless Heroes'a ait, the silence of love...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder